Night in the Woods

Night-in-the-Woods-Header copy

Bazı oyunlarda sadece etrafta koşturayım, arkadaşlarımla güzel oyunlar oynayayım ve mutlu mesut geçinelim istersiniz. İşte Night in The Woods oyuncuya tam olarak bunu sağlarken öte yandan da yetişkinliğe girişte yaşanılan problemleri yüzünüze vurmaktan çekinmiyor.

Kickstarter projelerinin revaçta olduğu şu günlerde parlayan bir diğer yıldız da Night in The Woods oldu. Birden ortaya çıktığı söylenemez, aslında uzun bir süredir kendine has bir hayran kitlesi mevcut. Oyunun bazı kısımlarında eksikler olduğunu ve bir şekilde “yarım kalmış” hissi verdiğini düşünsem de bana hayatım boyunca aklıma kazınacak cümleler bıraktığını inkar edemem.

20170601190229_1.jpg

Oyunumuz üniversiteyi bazı sebeplerden ötürü bırakıp Possum Springs adlı küçük şehre dönen Mae Borowski’yi ellerimize teslim ediyor. Döndüğü şehirde çoğu mekanın artık kapandığını, arkadaşlarınınsa artık iş güçle uğraştığını görüyor. Tüm bu değişimleri ve bunlara adapte oluş sürecini keşfetmemizi ise bize bırakıyor. Oturup tek tek karakterleri bize anlatmıyor hiçbir zaman, eski dostumuzla birkaç cümle konuşmamızla anlayabiliyoruz aralarındaki ilişkiyi. Kendinizi tamamen Mae olarak hissetmemeniz için hiçbir engel yok. Sabahları evden çıkmadan annenizle ufak bir sohbet ve akşam gelince de babanızla biraz televizyon izlediniz mi aile yaşantısı da tamamdır.

ss (2017-06-18 at 04.36.49).jpg

İnsan hep yetişkinliğini düşünür. “Şu yaşıma geldiğimde artık bir ailem olur ve düzenli bir maaşım olur değil mi? Sonuçta o yaşta bunlar ‘doğal olarak’ gerçekleşir” der hayatın bazı noktalarında. Ama yıllar sonra oralara geldiğinizde ne bir aileniz ne de düzenli maaşınız vardır. Veya mezun olur evinize dönersiniz fakat henüz işe başlayamazsınız. Tanıdıklarınız size yetişkin muamelesi yapmaz çünkü siz para getirmiyorsunuzdur. Çocuksunuzdur onların gözünde hala. Okuyanlar öğrenci, okumayanlar yetişkindir çünkü çalışmaktadır. Hem okumuyor hem çalışmıyorsa da işe yaramazın tekidir. Evet, oyunda sayısız kez bu muameleyi mahalleden yediğimiz oluyor. Mae belki enerjik ve çocuksu ruha sahip bir karakter olduğundan bu lafları hiç umursamıyor olabilir ama bu lafları üzerine alıp gocunacak kişiler olduğunu biliyorum. Mesela okulunu bitirdiği halde hala işe giremeyen bendeniz gibi. O muameleyi de, o duyguyu da çok iyi bildiğim halde oyun resmen bu tarz konularda yarama tuz bastı.

ss (2017-06-18 at 04.36.39).jpg

Aile cephesiyse sürekli yüzümüze vurulmasa da ara ara anne ve babamızın ağzından kaçan minik sitemlerle dile getiriliyor. Bizi kırmak istemeyişlerini ama bir yandan da bunca sene emek vererek büyüttükleri çocuklarından beklentilerini seziyoruz zaman zaman. Özellikle o sitem anlarında oyun dramatik bir gerçekliğe bürünüyor fakat bir sonraki sahnede yine boşvererek toz pembe dünyaya dönüyoruz. İki his arasında git-gel yaşatıyor diyebilirim.

Bir de bunun arkadaş cephesi var. Yaşadığım şehirden çok uzaklarda 4 yıl boyunca okuduğum için bunun nasıl bir şey olduğunu da çok iyi biliyorum. Döndüğümde bir tane bile arkadaşım kalmamıştı. Kimi işe başlamış, kimi evlenmiş, kimiyse hala okumaya devam ediyordu. Mae için bu durum biraz daha iyimser. Arkadaşlarının hepsi bir işte çalışıyor fakat çok yakınlarda oldukları için Mae gün içinde istediği kadar onları ziyaret edebiliyor. Hatta öyle ki, oyundaki aktivitelerimizden biri de bu arkadaşlarla gün içinde iş harici vakit geçirip onlarla aramızdaki buzları eritmek. Kimi zaman güzel bir bisiklet turuna çıkıyor, partilere akıyor, yemeğe gidiyor veya bazen sadece boş bir otoparkta sessizliği dinliyoruz. Hiç beklemediğimiz anlarda arkadaşlarımızın bize bazı konuları durduk yere anlatmaya başlamasıysa onları daha iyi tanımamızı sağlıyor. Ana karakterin yokluğunda ne kadar şey değişmiş bizzat hissedebiliyoruz.

20170601175212_1.jpg

Oyunun güzel yanı size bunu hiçbir zaman zorlamıyor oluşu. Bazı olayların gerçekleşmesi için yapmanız gereken bazı kilit olaylar haricinde geriye kalan her şey size kalmış. İster elektrik telleri üzerinde zıplayarak koca bir günü geçirip akşam eve gider uyursunuz, isterseniz de tüm günü şehri keşfetmeye ayırırsınız. Oyun bu konuda çok serbest bırakmış. Keşfedecek şey sayısı o kadar fazla ki. 2 kez bitirmeme rağmen hala gözden tamamen kaçırdığım şeyler olmuş.

20170225164113_1-100713270-orig.jpgTabi sadece bu şekilde oradan oraya git, bununla konuş olayından öte bazı minik oyunlar da serpiştirilmiş. Hiç beklemediğiniz anda bir anda kendinizi Guitar Hero-vari bir oyunda bulabiliyor, arkadaşınızla bıçak düellosuna girebiliyor veya mağazadan bir şeyler çalabiliyorsunuz. Oyunda social-link sistemi mevcut. Yani bir arkadaşınızın size iyice açılmasını sağlamanız için mantıken onunla daha çok vakit geçirmeniz gerekir. Fakat bu tarz şeylerde günler sınırlı olduğu için zaman zaman birinden birini seçmeniz gerekiyor. 2 arkadaşa birden vakit ayırmanız biraz zor. Sırf bu yüzden 2. kez oynadım oyunu diyebilirim. Karakterler çok ponçik ve bunu hakediyorlar. Hatta her karakteri sonuna kadar açarsanız oyun boyunca yaptığı tüm hareketler gözünüzde daha anlamlı hale geliyor.

ss (2017-06-18 at 04.54.40).jpg

Oyun hakkında aslında daha çok söylenecek söz var ama spoiler olsun istemiyorum. Bu tarz oyunlar deneyimledikçe insanı içine çeker. Bana sadece minik bir reklamını yapmak düşüyor. Gerisi meraklılarına kalmış. Klasiğinden bir iyi yön kötü yön analizi de yapalım:

+ Çok sevilesi karakterler
+ Söyleyeceğimiz cümleler arasında seçim yapabiliyor oluşumuz
+ Olayların beklenmedik şekilde beklenmedik unsurlara bağlanması
+ Basit günlük aktivitelerin bile eğlenceli kılınabilmesi
+ Odamızdaki bilgisayarda yer alan mükemmel oyun Demontower
+ Mini oyunların çeşitliliği ve insanı her seferinde hazırlıksız yakalayışı
+ Gerilim vermek istediğinde bunu iliklerine kadar yaşatıyor oluşu
+ Keşfedilecek unsurların gerçek anlamda çokluğu
+ Zamanın akıyor oluşu ve keşfedilebilen unsurların da zamana göre değişiyor oluşu
+ MÜZİKLER
+ Gerçek hayattan harika tespitler, özellikle 20-30 yaş aralığı için sanırım

= Bir şeyler eksik kalmış hissi bırakması, aydınlatılması gereken bazı noktalar olduğuu gerçeği (belki de ben bulamamışımdır)
= Save alma özelliğinin otomatik oluşu. Yani o diyalog bitmeden geri döndünüz döndünüz yoksa diyalog bitince artık o mevzuya bir daha geri dönülmüyor.
= Rüya kısımlarının havada bırakılması (oynayanlar anladıysa yazsın plz)

Özetle arkama yaslanayım rahat rahat gezeyim dolaşayım ama arada heyecan da olsun, eğlence de olsun, dram da olsun istiyorsanız alın oynayın. Oxenfree mekaniğinde ama biraz daha güzel, Undertale tatlılığında ama daha sade ve Va-11 Hall-A tadında gerçekçi ama daha çocuksu. Tahmini oynama süresi 9-10 saat fakat eminim ki bir kez daha bitirmek ve kaçırdığınız şeyleri bulmak isteyeceksiniz. O yüzden 15-16 saati gözden çıkarıyorsunuz. Değiyor mu, bence değiyor.

Gregg rulz ok.

5 thoughts on “Night in the Woods

      • Oyuna başladım gregg favori karakterim şimdilik. Karakterler ve oynanış gayet güzeldi bide bas gitar çalmasaydık iyiydi kendimi guitar hero oynuyormuş gibi hissettim :D.
        NOT:Demontower kanser etti 😀

        Beğen

        • GREGG RULZ OK

          Bas gitar kısmı çok eğlenceliydi yaa sırf achievement için ikinci oynayışımda oraları full combo yapmaya kasmıştım 😀

          Demontower baya zor bide her seferinde baştan başlaması tam old school bazen sırf ona harcıyordum günümü

          Beğen

Düşüncenizi Paylaşın